Önemsemediğiniz, hatta duymazlıktan geldiğiniz küçük bir soru, büyük bir kuşkunun tohumlarını atıverir zihninize. Kuşku bilinmezin çağrısıdır; sizi gerçek hayatın içine sürükler. Gerçeğin ardına düşmeye cesaretiniz yoksa, size verilen hayatı yaşarsınız. Cesaret gösterip gerçeğin peşine düşerseniz, kâbusa dönüşenin sadece size verilen hayat olduğunu görürsünüz. Gerçekler üzerinde kurduğunuz hayat bir kâbus değil, sizin cennetinizdir.
Genç bir kız olan Eldora, canından çok sevdiği babasını kaybettiğinde sadece iki kişilik dünyasının yıkıldığını düşünüyordu. Hiç şüphe yok ki, evlerine gelen genç bir avukatın babasıyla ilgili sorduğu saçma sapan bir soru yüzünden hayatının tümüyle değişeceğini aklına bile getirmemişti. Ama o soru dillendirilmiş, kuşku zihnine düşmüştü. Eldora için yegâne seçenek gerçeğin peşine düşmekti-bedeli her ne olursa olsun. Cesareti vardı Eldora`nın; peki ya büyük gerçekle karşılaşmaya gücü var mıydı? Büyük gerçek neydi?
Eldora`yı ve Eldora`nın Cenneti`ni seveceğinizi ve beğenerek okuyacağınızı umuyoruz.