Filozofların pek çoğu için Ego, bilinçte “ikamet” etmektedir. Bu filozofların bazıları onun biçimsel varlığını, boş bir birleştirme ilkesi olarak “Erlebnisse”lerin ortasında olduğunu ileri sürerler. Bazıları da -çoğunlukla ruhbilimciler- onun maddesel varlığını, psişik yaşamımızın her anında, arzuların ve edimlerin merkezi olarak keşfettiklerini düşünürler. Oysa ki Ego, ne biçimsel ne de maddesel olarak bilincin içindedir. O dışarıdadır, dünyanın içindedir. Başkasının Ego’su gibi dünyaya ait bir varlıktır.
Sartre der ki:
“Tanrı’ya inandığımız sürece ahlaklı olmak için İyi’yi yapmak övgüye değer bir şeydir. Ahlaklılık, ulaşmamız gereken ontolojik hatta metafizik bir varlık tarzıdır. Ve Tanrı’nın gözünde onu övmek, yaratımında ona yardımcı olmak söz konusu olduğuna göre yapma’nın olma’ya altıklığının meşruluğu ortaya çıkar. Çünkü iyilik yaparak sadece insanlara hizmet ediyoruz ama Çünkü iyilik yaparak sadece insanlara hizmet ediyoruz ama iyiliksever olarak Tanrı’ya hizmet etmiş oluyoruz.”