Birçok kişi, tarihin küf kokan ve okunması imkânsız klasörlerde saklı olduğunu zanneder. Hatta bu klasörleri o tozlu raflardan indirip okumak için “kafayı yemiş olmak lazım” diye düşünenler de var. Ama öyle değil gerçekten. Tarih, hiç fark ettirmeden; insanların direniş ve isyan eğilimlerinden, mırıldandıkları bir türküden, geleceğe taşıdıkları hayallerinden bize bakıyor.
Geçmiş sadece hâzin yenilgilerle değil, özgür bir geleceği tasarlamak için ilham ve ışıkla dolu.
Tarihe egemen anlatının dışında bakmaya çalışmamızın nedeni, geçmişten övünülecek yeni kahramanlar bulup çıkarmaktan çok; bugünün dertlerine derman olacak yeni bir bakış açısı edinmek. “Başka bir dünya” kurma mücadelesinin ayakları yere basmayan, “havaî” bir hayal değil; ecdâdımızın bize bıraktığı çok değerli bir miras olduğunu görebilmek gerekiyor.
Çünkü sadece zalimin değil, mazlumun da ecdâdı var. Aristonikos’tan Karbaias’a, Baba İlyas’tan Pir Sultan’a, Amazonlar’dan Kadıncık Ana’ya, Ebuzer’den Yunus’a, Hallac-ı Mansur’dan Bedreddin’e, Hacı Bektaş’tan Köroğlu’na... Bu kitapta “Ötekilerin Ecdâdı” var.
“Yazar, tarihe resmi görüş açısında değil de halkın penceresinden, daha doğrusu sınıfsal açıdan bakıp; gerçek ecdadımızın kimler olduğunu açıklıkla göstermiş. Bunu, Anadolu ve Ortadoğu halklarının toplumsal mücadele tarihinin kısa ve özlü bir panoramasını çizerek yapmış.”
İsmail Kaygusuz
“Son derece güzel bir çalışma olmuş. Soruların yolunu açan bir çalışma. Başarılar diliyor ve kutluyorum. Kalemin yazmaktan geri kalmasın. Yeni çalışmalara...”
Ali Haydar Avcı