Richard Stites, Rus İmparatorluğu’nun son yıllarından Bolşevik Devrimi’ne evrilen toplumsal düş ve girişimleri yalnızca Marksizm ve onun Lenin tarafından yorumlanması ya da parti politikalarıyla ilişkilendiren genel kanıya itiraz ediyor. Marksizm’i devrimden ayırmıyor ancak devrim sürecindeki ütopyacılığın ve sosyal deneyin ruhsal ve toplumsal kökenlerinin Rus tarihindeki -halkın, entelijensiyanın ve devletin- ütopyacı geleneklerinin çarpışma ve birleşmelerinde olduğunu gösteriyor. Bolşevik vizyonun ve Sovyet devriminin 1917’den kurgulanandan çok daha farklı bir devlet yapısına ulaştığı ve bürokratik bir devlet aygıtının belirginleşmeye başladığı 1930’lara uzanan serüvenini zihinsel kurgular, toplumsal ritüeller ve deneysel yaşamlar üzerinden aktarıyor. Devrimci Hayaller, kutlamalardan sembollere, bilim-kurgudan şehir planlamasına, gündelik yaşamdan edebiyat ve sanata alışılmadık alanlardan örnekleriyle, devrimcilerin hayallerini ve hayatlarını oluşturan olguların ayrıntılı bir dökümünü yaparak politik ve kültürel tarih arasındaki ayrımı ortadan kaldırmayı başarıyor; daha derin ve gerçek bir tarih anlatımı sunuyor. Richard Stites, çalışmasını yayımladığı -Sovyetler’in de son yılı olan- 1989’da en iyi Slav Araştırması ödülünü kazandı.