20. Yüzyılın ortalarından önce iktisatçılar bir sosyal bilim dalı olan iktisadı deneysel olmayan bilim dalları kategorisine koymaktaydılar.
Ancak geçtiğimiz son 20-30 yıl içerisinde deneysel iktisat belki de iktisat metodolojisi alanında adeta bir devrimi gerçekleştirmiş ve iktisada laboratuvar çalışmalarını dahil etmekte büyük bir başarı sağlamıştır.
Özellikle 2002 yılında *iktisat biliminde laboratuvar deneyleri yaparak iktisadi davranışın anlaşılmasını sağlayacak metotlar* geliştirdiği gerekçesiyle Amerikalı iktisatçı Vernon L. Smith’in Nobel ekonomi ödülü ile onurlandırılmasının ardından iktisatta deneysel çalışmalar daha fazla ilgi görmeye başlamıştır.
İktisadi araştırmalarda yapılan deneysel çalışmaların en önemli katkısı iktisat teorilerinin ne derece geçerli olduğu sorusunun cevabını bulmamıza yardımcı olmasıdır. Ancak deney ve ölçme konusundaki araştırmaların gözleme dayalı araştırmalara mutlak üstünlüğü iddia edilerek iktisat biliminin özellikle felsefi-tarihsel-kurumsal temellerinin asla ihmal edilmemesi gerekir. Unutulmamalıdır ki, gerçeği araştırmamızda *deneysel gözlemler* kimi zaman *deneysel araştırmalardan* çok daha hızlı ve yararlı sonuçlar ortaya çıkarabilir