Mağdur kavramı, ilkel dönemlerden günümüze kadar ceza hukukunda tartışmalı bir konu olup, suç oranlarının arttığı günümüzde irdelenmesi önemli hale gelmiştir. Bu kapsamda çalışmanın konusunu mağdur kavramı ve mağdur hakları oluşturmaktadır. Mağdurun, suç sonrası iyileştirilmesi süreci ve ceza muhakemesinde sahip oldukları haklar ele alınmıştır. Mağdur haklarının tarihsel süreç içerisinde gösterdiği gelişme, mağdurun ceza muhakemesinde bağımsız bir süje olarak konumlanmasını sağlamıştır. Ceza muhakemesini başlatan şikayet hakkının kullanılması ile sürece dahil olan mağdur, soruşturma aşamasında ve kovuşturma aşamasındaki hakları ile muhakemeye yön vermektedir. Kamu davasına katılması halinde verilen hükmü kanun yoluna taşıyabilmekte ve kesinleşmiş hükme karşı da öngörülen hukuki çarelere başvurabilmektedir. Mağdur, ceza hukuku uyuşmazlığının çoğu zaman birincil tanığıdır ve bu sebeple tanık olarak da dinlenilebilmektedir. Mağdurun tanık olarak dinlenilmesi halinde ise yemin hariç tanıklığa ilişkin hükümler uygulanmaktadır. Çeşitli suçlarda psikolojisi bozulmuş mağdurlar ile çocuk mağdurların dinlenilmesi Adli Görüşme Odalarında özel bir ortamda yapılmakta, bu doğrultuda mağdurun ikincil mağduriyeti engellenmeye çalışılmaktadır.

Eserde mağdur kavramı ortaya konduktan sonra, mağdurun suç bakımından önemine ilişkin hususlar, tüzel kişilerin mağdur olarak kabul edilip edilmeyeceği sorunu, mağdur olma riskini artıran faktörler ve mağdur haklarının tarihsel gelişimi ile mukayeseli hukuktaki görünümü incelenmiştir. Son bölümde ise mağdur hakları, ceza muhakemesinin aşamalarına uygun olarak detaylı bir şekilde değerlendirilmiştir.