*Çayın tadında, onu karşı konulmaz yapan ve idealleştiren sinsi bir cazibe vardır. Onda ne şarabın kibri vardır ne kahvenin bencilliği ne de kakaonun yapmacık masumluğu.*
Çay, önce ilaç olarak kullanılmaya başladı, zaman içinde içeceğe dönüştü. On sekizinci yüzyılda asaletin zarif keyiflerinden biri olarak şiirsel bir ülke olan Çin’e girdi. On beşinci yüzyılda Japonya ona *çayizm* diyerek estetik bir ibadet tarzı kazandırdı. Okakura Kakuzo, Çay Kitabı’nda *insanlığın fincanı*nı dolduran çayın doğuşunu, okullarını, Zen ve Tao felsefesiyle, mimari ve sanatla ilişkisini ele alıyor.