93 Harbi’ni izleyen çalkantılı aylarda 20 yaşındaki bir Bulgar gencin yolu Filibe’den Edirne ve İstanbul üzerinden Bursa’ya düşer. Amacı da, Bursa çarşılarında abacı ustalığı yaptığı sırada aniden vefat eden babasının mirasından kendi payına düşeni almaktır. İlk defa böylesine uzun bir yolculuğa çıkan meraklı delikanlı, pek fazla sürmeyeceğini tahmin ettiği seyahatini ayrıntıyla not etmeye karar verir. Ancak evdeki hesap çarşıya uymayacaktır: Daha sonraki yıllarda Bulgar kültür, sanat ve edebiyat tarihi araştırmalarıyla ün yapacak olan Nikola Naçov, memleketine ancak dört ay sonra dönebilecektir. Çünkü payına düşen taşınır ve taşınmaz mirasın satış ve devir işlemlerini başlatabilmesi için öncelikle babasının ortağı olan ve kendisinden yıllardır haber alınamayan amcasını bulması gerekecektir. Böylece Filibe, Edirne, İstanbul, Mudanya ve Bursa güzergâhında gelişen hikâyenin ekseni Varna ve Pravadı yönüne de kayacaktır.
Sürükleyici üslupla aktarılan ve edebi unsurlarla bezeli bu kişisel hikâye, aynı zamanda 19. yüzyılın ikinci yarısında Rumeli, Marmara ve Karadeniz coğrafyasındaki toplumsal, ticari, iktisadi ve dini hayat üzerine bolca ışık tuttuğundan dolayı adeta arşiv kıymetinde bir tanıklık niteliği kazanmaktadır.