Tükendi
Stok AlarmıTalana dayalı yapılanan sistemler sorguya, aykırılığa ve itiraza asla tahammül edemezler. Osmanlı zihin dünyasının algısına göre Börklüce - Bedreddin eylemi Osmanlı sistemi için son derece tehlikeli bir itirazdır. Varlığı, muktedirin saltanatı için temel olan kulluk dünyasına aykırı bir duruştur. Dolayısıyla Bedreddin - Börklüce Mustafa eylemiyle gerçekleşen yapıya bu zeminden bakılacak olursa, yansıtmaların dışında bu olayın gerçek anlamı, ya da *gölgenin arkasındaki -karşı / gizli tarih olarak niteleyebileceğimiz- saklı gerçeklik* ne olabilir? Söz gelimi, eylemin gerçek niteliği nedir, öncüsü kimdir? Karaburun coğrafyası bize neyi anlatıyor, hangi oluşumu hatırlatıyor ya da hangi olguyu anımsatıyor? Bedreddin ve Börklüce’nin eylem ve direnişi, gerçekleştirmek istediği sistem, *resmi tarih yazıcıları* tarafından belli kalıplar kapsamında biçimlendirilerek yansıtılmaya ve benimsetilmeye çalışıldığı gibi yalnızca bir iktidar / tahakküm mücadelesi ya da vakanüvislerin deyimiyle *bir mülhid-i sûfî*nin kendini *yalvaç / nebi* ilan etme girişimi / mücadelesi olarak tanımlanabilir mi? Bu denli yüzeysel bir yansıtma, soruların, gölgede kalan boyutların yanıtı olabilir mi? Tarihin gölgeli / gizlenen sayfalarında neler saklıdır ve neden saklanır? Baktığımız *Tevârih-i Âli Osman* kayıtları bu noktada sistemin zihin dünyasının kodlarını bütün boyutlarıyla aktarıyor: *Şeyh Bedre’d-dîn İznik’e sürgün geldikde Börklüce Mustafâ Aydın iline vardı. Andan Aydın ilinden göçdi, Karaburun’a vardı. Ve Aydın ili vilâyetini gendüye döndürdi. Ve her nev’i kanunlar kodı ve hâşâ gendüye *peygamberem* didi. Ve cemi halka peygamber didürdi.* Söz gelimi, aktardığımız -sıradan bir Osmanlı yaklaşımı gibi görünen- bu kayıttan ne anlamalıyız ya da ne anlaşılabilir? Börklüce Mustafa tarafından konulduğu açıkça söylenen ve toplumsal çevreleri derinden etkileyen, *Aydın ilini gendüye döndüren* bu *her nev’i kanunlar* nedir? Bir bakıma *öte yüz okuması* olan yanıtlar bu çalışmada...