1984 yılının Aralık ayında Güney Bulgaristan’dan başlanarak bir ay içerisinde tüm ülkede yaşayan milyonlarca Türk’ün isimleri Bulgar isimleri ile değiştirildi. Zorunlu isim değişikliğini kabul etmeyenler cezaevlerine ve toplama kamplarına gönderildi. Belene Toplama Kampı bu süreçte kimliklerinden vazgeçmeyen Türklerin direnişini kırmak ve tüm Bulgaristan Türklerine gözdağı vermek için faaliyete geçti. Adadaki tutuklular aylarca kilitli hücrelerde dünyadan tamamen soyutlanmış, her dakikalarını öldürülme korkusu içinde yaşadılar. Defalarca sorgulanıp, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldılar, Bulgar olduklarını beyan eden dilekçeleri imzalamaya zorlandılar. Ancak güçlü kimlik bilinçleri, aralarında oluşan dayanışma ve arkadaşlık onlara karşı uygulanan her türlü işkenceden ve propagandadan üstün geldi. Belene Toplama Kampı’nı Bulgar Komünist Parti yetkililerinin hayal ettiği gibi Bulgar kimliğini kabul edecekleri bir yer olmaktan Türklük bilincinin yükseldiği bir Türklük akademisine dönüştürdüler.