Bu çalışma AK Parti döneminde stratejik derinlik ve komşularla sıfır sorun kavramlarına dayalı Türk dış politikasının Arap Baharı sürecinde büyük bir sınama ile karşı karşıya kaldığını ve bu sınamadan başarısızlıkla ayrıldığını Mısır ile ilişkiler örneğinde ele almaktadır. Bu kapsamda çalışma, Türkiye’nin AK Parti dönemi dış politikasının yumuşak güce dayalı düzen kurucu ülke olma iddiasının Arap Baharı ile önemli bir darbe aldığını ve bu süreçte AK Parti hükümetinin bu dış politika vizyonunda gereken dönüşümü gerçekleştiremediğinden dolayı başarısız olduğunu ileri sürmektedir. Bununla kastedilen, Ortadoğu’daki Arap rejimleriyle yakın ilişki kurmaya dayanan, demokratikleşme gündemi olmayan ve statükocu özellik gösteren komşularla sıfır sorun politikasının Arap Baharı sonrası yönetimdeki rejimlere karşı demokratikleşme dalgalarına ve halk hareketlerine destek veren çizgisinin inandırıcılık ve tutarlılık gibi sorunlardan dolayı söz konusu dönüşümü tamamlayamadığıdır. Buna ilaveten, Gezi olayları gibi Türkiye’nin iç politikasındaki gelişmelerin de, Türkiye’nin despotik rejimlere karşı ayaklanan Arap halklarına bir “model ülke” olabileceği yönündeki tezin aksi yönde geliştiği ve Türkiye modelinin tartışmalı hale geldiği görülmektedir. Türkiye’nin bu başarısızlık karşısında geliştirdiği “değerli yalnızlık” gibi argümanların ve böylece idealist, değer odaklı ve ahlaki bir dış politika izleme iddiasının ise, Doğu Akdeniz’de GKRY, Yunanistan, İsrail ve Mısır arasındaki Türkiye karşıtı bloklaşma örneğinde görüldüğü üzere, Türkiye’nin dış politika çıkarlarıyla ters düştüğü görülmektedir. Dolayısıyla bu değerler-çıkarlar ikileminin de, yine Mısır ile ilişkilerdeki gelişmelerde kendini açık biçimde gösterdiği tezin bir diğer savıdır.