1939’da Hatay’ın Türkiye’ye iltihakı, Ermeniler için yeni bir göç dalgası başlattı. Bu çalışma, bölgede yaşayan Ermenilerin hafızasında o dönemin nasıl yer ettiğini kayıt altına almak için yapıldı. Ancak, hafızasına başvurulan isimler sadece bellekleri güçlü oldukları için seçilmedi. Hiçbiri iki kıtaya yayılmış İstanbul’un yüzlerce yıldır üst üste binmiş sokakları, caddeleri, meydanları arasında ustalıkla yolunu bulan bir taksici ya da antikçağdan kalma uzun replikleri hatasız ezberleyen, hitabetiyle büyüleyen usta birer tiyatrocu değil. Tek ortak noktaları, *ahali gitmeden*, yani 1939’dan önce Musa Dağ’ın eteklerinde doğmuş olmaları. Röportaj yaptığımız insanlardan çok azı Musa Dağ’da yaşıyor, geri kalanı İstanbul’da, 1939’daki göçün ulaştığı yer olan Lübnan, Ancar’da, Sovyetler’in çağrısıyla gittikleri Ermenistan’ın başkenti Erivan’da, Eçmiyadzin ve dağlarının adını taşıyan Musaler kasabasında, son olaraksa Fransa’da, Paris’te... Ahalinin Gidişi, anayurtlarından sayısız kez göçmek zorunda kalan, bugün dünyanın dört bir yanına dağılmış Musa Dağlı Ermenilerin hikâyesini anlatıyor.