Düşünün; aldatılmışsınız. Juliette`iniz elin adamıyla Varşova`ya kaçmak üzere. Hem de evlenme teklif etmek için hazırlık yaptığınız gece fark ediyorsunuz bu durumu. İlk cinayetiniz hayırlı olsun, artık bir katilsiniz.
Sevdiğiniz kadını turşu kavanozunda saklayacağınızı söylesem inanır mıydınız?
İnanacaksınız... Cinayetlerinizin anksiyetenizi bastırıp sizi rahatlattığını hissetseydiniz, devam eder miydiniz insanları öldürmeye? Sosyetenin ölmüş evcil hayvanlarının içini doldurarak geçimini sağlayan bir adam olsaydınız, öldürdüğünüz insanların cesetlerini ne yapardınız? Bir araziye mi gömerdiniz, göle mi atardınız?
İçinizdeki çocuğu öldürmediler mi? İntikamını almayacak mısın?
Sonuçlarından korktuğunuz için uzak durduğunuz tüm eylemleri gerçekleştiriyor `Salyangoz`. İnsanların içinden, ılık çiklet kıvamındaki ruhlarını söküp çıkaracağız ve içlerine alçı dökeceğiz, demirlerle vücutlarına şekiller vereceğiz. Şırıngalardaki çilek kokulu sıvıyı damarlarına akıtacağız.
Çevreye vereceğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileteceğiz. Ulus`tan Midas`a kadar gideceğiz. Zeki Müren ve Elvis Presley ile rakı içeceğiz. Hafize Ana`nın ziliyle ziyafete başlayacağız.
Küçükken kapı zillerine basıp kaçmanın cinayete ne çok benzediğini sana kanıtlayacağım.
Korkma kardeşim, gel içeri...