Zümre-i Nâzenin bütün gönülleriyle Hz. Allah’ı, O’nun elçisi Hz. Muhammed Mustafa’yı ve Şah-ı Merdan Hz. Ali’yi ve Ehl-i Beyt-i Resulullah’ı sevenlerdir. Bektaşiler *çok ince, hassas insanlar topluluğu* anlamında bu tabirle anılmışlardır. Ayrıca Bektaşiler yasaklı yıllarda kendilerini gizlemek için bu tabiri kullanmışlardır. Tarihte silinmez izler bırakan Bektaşilik, Anadolu ve Balkanlarda geniş bir alanda yayılmıştır. Bu eserde Batı Anadolu’da Tire’de, Balkan coğrafyasında Babaeski, Selanik ve Köprülü’de Bektaşi tekke ve türbelerinin tarihi ele alınmaktadır. Bektaşilik 1826 yılında devlet tarafından yasaklanarak takibe uğramıştır. Bu süreçte merkez tekke Çelebisi Hamdullah Efendi sürgün hayatı yaşamıştır. Uzun yıllar devam eden yasaklılık Bektaşilerin var olma mücadelelerine sahne olmuştur. Eserin son bölümünde Meclis-i Meşayıh kararlarında yasaklı yıllarda Bektaşiliğin izi sürülmüştür.