Aynulkudât, yani *kādıların gözbebeği* Abdullah b. Muhammed el-Hemedânî; Hemedân’ın Şâfi‘î kādısı, cevvâl, cesûr ve gayûr bir âlim ve ârif. 35 yaş gibi kısa bir ömürde çok değerli eserler verdi; fakat hayatı çok trajik bir şekilde sona erdi ve farklı bir şekilde yücelerde sırlandı. Elinizdeki eserde yer alan bazı ifadeleri bahane edilerek ders verdiği medresesinde talebelerinin gözü önünde ciğersûzâne bir şekilde şehîd edildi. Fikirleri de hayatı gibi keskin, net ve dobraydı. Tevhîd inancını hem semâda hem arzda taassubâne bir şekilde savundu. Kısmen inancından kısmen de zamanın bazı ulemâsının kıskançlığı yüzünden dehşetengiz suikastlerinden müstağni kalmadı.
Hemedânî; Toshihiko Izutsu’nun da uzunca bir makālesinin temelini oluşturan Zübdetü’l-hakāik isimli bu eserinde ulûhiyyet, nübüvvet ve âhiret bahislerini, yani Ehl-i Sünnet’in *usûl-i selâse*sini tasavvufî yoruma tâbi tutuyor. Ne dediği ve ne demek istediği kısmen anlaşıldı kısmen de anlaşılmadı; şehîd âlim ve ârifler kervanına katıldı. Allah sırlarını takdîs buyursun.
Hemedânî`nin bu kıymetli eseri; Şeyh-i Ekber İbn Arabî ve Ekberî geleneğin mümessili Kāşânî gibi sûfî zâtların metafizik bahisleri üzerine çalışmalarıyla tanınan Abdurrahim Alkış Hocanın tercüme ve neşriyle birlikte okuyucularla buluşuyor.