1930 yılında küçük bir çocuk olan Selahattin, Zilan’da yaralı olarak kurtulmuş, ömrü boyunca herkesten sır gibi sakladığı anılarını ancak doksan yaşındayken anlatmaya karar vermiş ve torunundan Zilan Vadisi’nde yaşananları yazarak insanlara duyurmasını istemiştir. Selahattin’in ölümünden dört yıl sonra yayımlanabilen bu roman, Zilan’da olanları, onun gerçek yaşam öyküsüne ve tanıklığına dayanarak anlatmaktadır.