Küllerinden doğan Zümrüdüanka bugün öldü, külleri savruldu.
Bir ben kaldım geriye, bir de zifir.
Zifiri işledikçe içime, yeni bir Anka doğdu.
Karanlık Anka’yı doğurttu, tüm sancısıyla kustu öfkesini.
Bahşedilen yeni bir yaşam değil, zifirinin tutsaklığıydı...
Tutsaklığın içindeki özgürlükte buldu yaşamın sırrını Anka.
Uçmak yerine, tutsaklığını sevdi.
Gözlerini açtığı karanlığa adadı tüm hislerini.
Zifiriye sevdasıyla boyadı tüm ruhunu.
Bu aykırı kuş tüm renklere kör, zifiriye aşıktı...
Bu kuş Zifiriankaydı...