Hepimiz daha zeki olmak isteriz. Hepimiz zehir gibi çalışan bir beyne sahip olmak isteriz. Peki kaçımız bunun için çaba sarf ederiz?
Zekâmızı bir kas gibi düşünün. Kullanılır ve çalıştırılırsa gelişir ve kullanım yeteneği artar. Nasıl ki antrenman yapmayan bir atletin çıkıp da bir mili altı, sekiz hatta on dakikada koşabilmesi olası değilse, egzersiz yapmayan zihin de mağlubiyetlere mahkûmdur. Okulda, derslerde, sosyal hayatta başarılı olabilmenin yegâne şartı; sağlıklı bir zihne sahip olmaktır. Bedenimizi egzersizlerle dinç tutmamız gerektiği gibi, beynimizi de zihinsel egzersizlerle dinç tutmalıyız. Eğer çalışır ve sürekli alıştırma yaparsak, beynimizi geliştirir ve aşama aşama amaçlarımız ulaşırız. Beynimizi kullanmak ve çalıştırmak, normal beklentilerin oldukça ötesinde düşünsel güçler ortaya çıkaracaktır.
Bir sporcu nasıl gelişir? Kazanmaya götüren düşünceleri aklında tutarak! Başarılı bir sporcu olmak ister. Kendini şampiyon olurken görür, bunu aklında canlandırır. Sonra amacına ulaşmak için gereken adımları izler. Franklin Jacobs, akılda canlandırma yoluyla kazanılan güçleri kullanan atletlerden biridir. Amerika’nın önde gelen atletlerinden biri olan Jacobs, yalnızca 165 santimetre boyundadır. Jacobs gayet doğal olarak şöyle konuşuyor:
İnsanlar bana temelde şu soruyu soruyorlar: 165 santimetre boyundaki birisi altmış santimetre yüksekliğe nasıl sıçrayabilir? Dürüstçe söyleyebilirim ki, kendimi hiç kısa olarak görmemiştim. Yükseklik benim için göreceli bir kavram. O çubuğa yaklaştığımda ben 180 santimetre olduğumu düşünürüm.