Üç kelimeyle ifade etmek gerekirse; “İddialı, cesur, şeffaf.”
Cumhuriyet’in siyasal ve toplum tarihini sıradışı bir bakış açısıyla irdeleyen, gündeme getirilmesi cesaret isteyen konuları en ince detaylarına kadar korkusuzca ele alan, insan davranışlarının öteki yüzünü fütursuzca ifşa eden bir roman.
İç içe ve dönem dönem yaşanan toplumsal dramların bireylere bakan yönüyle olağanüstü psikolojik tahlilleri, dayatılan statülerin ahlaki ve kültürel infilaklara sebep olması, birbirinden uç hayatların ortak hikâyeler çatısı altında sentezlenerek gözler önüne serilmesi, olayların cereyan ettiği tüm mekânların neredeyse tamamının tarihi hakkında detaylı bilgiler verilmesi, esere oldukça derin bir muhteviyat kazandırmış.
Eseri tamamlayınca hangi Zehra’m sorusunu soracaksınız. Sınıf atlayıp sınırsız özgürlük kazanan Zehra’m mı, kazanma kuşağında kaybeden Zehra’m mı, hayata yeni adım atan minik Zehra’m mı? İlk iki Zehra’mı marjinal bulanlar, üçüncü Zehra’mla geleceğe yönelik kendi Zehralarını hayallerinde inşa edeceklerdir.
Türker Alpertonga