Gerçek bir sanatçının hayat hikâyesi ölümüyle noktalanmaz; ‘yaşarken vücuda getirdikleri’ ve ‘ardından bıraktığı izler’ diye iki evrede ele alınarak yıllar geçtikçe bereketlenir: Zira az ya da çok, kalburüstü sanatçıların iki perdelik hayat hikâyesi, değerinin sonradan anlaşılmasının da dahil olduğu bir kader ortaklığıyla çizilmiş gibidir. Öte yandan, her ne söylesek ya ondaki derinliğin yanında yetersiz kalacak ya da aşırı hayranlık hâlesinin hercümercinden asıl portresi seçilemeyecek hissi peşimizi bırakmıyor... Elinizdeki kitap, bu türden kaygıların bir verimidir.
Vefatının 30. yılı vesilesiyle Cahit Zarifoğlu’na dair yeni bir şeyler söylemek istedik; onun zihin dünyasına bir adım daha yaklaşmak belki de... Bu çalışma, biyografik bir derleme değil, Zarifoğlu’nun sanatını ve düşünce dünyasını, kendi eserlerine odaklanarak farklı yazarların bakış açıları üzerinden anlamak için yeni soluklar arama çabasıdır. Zarifoğlu’nun bir şair ve yazar olarak meramını anlamanın yolu, ‘insan’a nasıl baktığını görebilmekten geçiyor kabulünden hareket ederek şiirleri ve kimi metinleri üzerinden onu yeniden ‘okumaya’ çalıştık.
Umarız, Cahit Zarifoğlu’nun hakkıyla anlaşılmasına dair bu mütevazı çabamız makes bulur..