“Birlikte kadın olmak yetmiyordu. Biz farklıydık. Birlikte gey-kızlar olmak yetmiyordu. Biz
farklıydık. Birlikte Siyah olmak yetmiyordu. Biz farklıydık. Birlikte Siyah kadınlar olmak
yetmiyordu. Biz farklıydık. Birlikte Siyah dykelar olmak yetmiyordu. Biz farklıydık.”
Audre, bu kitapta kendi öyküsünü bir şiir misali duygulara dokunarak ilmek ilmek işliyor.
Kitap boyunca sadece küçük siyah bir kızın savaşçı bir kadına nasıl dönüştüğüne tanıklık etmekle kalmıyor, aynı zamanda Audre’nin yolculuğunda adeta ona yoldaşlık ediyoruz. Yazarın şair üslubu insanı sarıp sarmalayan yumuşacık bir mitolojik öykü okuduğumuz hissi yaratsa da, anlattığı sıradan ama keskin duyguların aslında ne kadar sert bir gerçekliğin ifadesi olduğuyla karşı karşıya bırakıyor bizi. Zami, çocukluk ve gençlikte kristalleşen özgün farkımızı içimize akıtan bir hikaye, büyüme ve mücadelenin, dahası bahisdışı olmanın, her seferinde yeniden ayağa kalkıp yola devam etme gücünün hikayesi.