Sen bir şiir gibisin; gece yarısı en derin uykulardan uyandıran, içimden gelen çığlıklarla haykıran, en güzel sözleri bile kendine hayran bıraktıran, başka dillere bile çevrildiğinde ahengi, harmonisi bozulmayan, bir müzik eklendiğinde dönemini kasıp kavuran ve dillerden düşmeyen, o kadar anlamlı ve içsel ki hafızalardan silinmeyen, tarihi, dönemi bilinmese de okundukça her döneme ve ruh haline ayak uyduran ve herkesin ruhuna göre şekillenip, değişik kimliklerde hayat bulan, herkesin yazmaya imrendiği ve o kıskanılan ilhama ihtiyaç duyulan, sadece bir kere böylesine var olan, ölümsüz, okundukça sonsuza ulaşan; bir şiir gibisin. O şiir gibisin...
Tutulmasın ben ölünce ne yas ne de keder,
Sadece Fatiha okunsun yeter,
Maddiyat için yazmam ki ben,
Belki orada da yüküm hafifler.