Elinizdeki “Zâhid Bizi Ta‘n Eyleme” adlı eser, Akşemseddîn Hazretleri’nin yazma nüshalarda “Def‘u Metâ‘in”; “Kâşifü’l-Müşkilât”; “Hall-i Müşkilât” veya “Ta‘n-ı Tâ‘inîn” gibi isimlerle kaydedilen Arapça risâlesinin çeviri metnini, günümüz diline sadeleştirilmiş şeklini ve tıpkıbasımını içermektedir.
Eser Şeyh’in kardeşi Ali Efendi tarafından Türkçe’ye aktarılmıştır. “Zâhid Bizi Ta‘n Eyleme” Akşemseddîn Hazretleri’nin zâhir ehli zâhidlerin ehlullahın bazı uygulamalarına karşı yaptıkları eleştirilere değişik zamanlarda verdiği cevaplardan oluşmaktadır. Ona göre dini kabuktan bakan ve yaşayan zâhir ehlinin “tâife-i nûriyye”ye karşı eleştirileri meselenin irfanî/ledünnî boyutunu bilmediklerinden, kaynağına gitmediklerindendir. Akşemseddîn bu eleştirilere âyet, hadîs ve ehlullahın sözlerinden alıntılar yaparak itirâzlarda bulunur, zaman zaman da mânâ âleminde yaşadığı tecrübelerinden de kayıtlar düşer.
Resûlullah’ı manâda görüp “mirâc”ı nasıl yaşadığını sorması gibi tecrübeler, onun “yakînen bilenlerden olduğunu göstermektedir. Eserde söz konusu edilen itirâzların bir kısmı belli kesimler tarafından bugün de yapılmaktadır. Bu mânâda eser günümüzde yaşayan erenlerin muterizlerine karşı bir cevap niteliği de taşımaktadır.
“Zâhid Bizi Ta‘n Eyleme” sadece tasavvuf tarihi araştırmaları için değil, 15. asırda özellikle tercüme yoluyla ortaya konulan Türk dili araştırmaları için de önemlidir. Gönül dünyamızın aşk sultânlarından olan Akşemseddîn Hazretleri, hiç şüphesiz İstanbul’un fethinde Fahr-i Risâlet’in övgüsüne mazhar olan “Muhammed Ordusu”nun manevî fâtihidir!
O, Hak âşık ve âriflerinin önderlerinden, mânâ burcumuzun güneşlerindendir. Evet Akşemseddîn, Hacı Bayram-ı Velî’nin gönül çocuklarından ve onun: “Âkıbet nûr olursun, seni kabrinde bulamazlar!” iltifâtına mazhar olan ölümsüzlerdendir. Elinizdeki eserle, “âkıbet nûr olan” bu kutsal gönüllü azîzin külliyâtının ucu görünmüştür.
Okuyanın idrâk etmesi dileğiyle…