Maryanuş, on üç yaşında sevdiğiyle evlenip Bitlis`e yerleşmiştir; ancak eşi Rus-Ermeni Komitesine katılmak için tüm paraları ve mücevheratı alarak Maryanuş`u terk eder. Ardından Ruslar Bitlis`e saldırır, yağmalar. Türk, Kürt ve Ermeniler Rus mezaliminden kaçar, tabii ki Maryanuş da... İnsanlar ve çocuklar açlıkla birlikte öldürücü soğukta yol alırlar.
Kimi donarak, kimi açlıktan kimi de eşkıya saldırısında ölür. Bazıları da çocuklarını, gözlerini bağlayarak köprü altında ölüme terk eder. Maryanuş da soğuk ve açlıktan ölmek üzereyken şefkatli bir el uzanır. Bu el Müslüman bir Türk`e aittir. Maryanuş`u her türlü tehlikeden koruyup kollayacaktır.
Peki, Maryanuş Bitlis`e geri döndüğünde neler olacak? Aşk kalp kapısını tıklatmış mıdır? Türkiye`de ve Dünyadaki savaş ve siyasal yapı yaşamını nasıl etkileyecek? Müslüman olacak mı? Kimliği ne olacak? İstanbul`daki burjuva yaşamına geri dönecek midir? Yoksa yoksul ama âşık yaşamı mı tercih edecek?
İmkânsız bir aşk, onurlu bir duruş, kaya gibi bir kadın, aydın bir din adamı, Rusların Bitlisi işgali, Sıdıka Avar ve köy enstitüleri için verilen mücadeleler, Atatürk`ün asaleti, Varlık Vergisi, 6-7 Eylül olayları, ikinci dünya savaşında Türkiye`nin durumu ve tarihimize damga vuran önemli olaylar.
Aşk, narin bir çiçektir ama bahçede açtığı kadar; kayayı parçalayarak, karları delerek, duvarı ve kaldırımları yararak da açar.