Sîan, Bosna’da geçirdiği korkunç bir kaza sonucunda sevgilisini, bir bacağını, kendine güvenini, kadınlık gururunu ve aşka olan inancını kaybetmiş, otuz dört yaşında bir arkeologdur. O kazadan sağ kurtulmuştur, ancak ‘ölüm’ düşüncesi yakasını hiç bırakmayan bir saplantıya dönüşmüştür. Edgar Allen Poe’nun gotik hikâyelerini andıran kâbuslarından kurtulmak için Whitby Manastırı’ndaki bir arkeolojik kazıya katılmaya karar verir. Benedikt rahipleri ve rahibelerinin, yüzyıllar önce, ruhlarını huzura kavuşturabilmek için, gece gündüz dua ettikleri bu topraklarda, ruhunu hapsolduğu cehennemden kurtarmaya çalışmaktadır Sîan, her gün manastıra çıkan yüz doksan dokuz basamağı tırmanarak. O basamaklarda tanıştığı, karşı konulmaz derecede çekici, kuşkucu ve alaycı olan genç doktor Magnus ve köpeği Hadrian, Sîan’ın geçirdiği değişimde önemli bir rol oynarlar. Genç bir kadının ruhunu huzura kavuşturmak için bir manastırda çıktığı yolculuğu tarihi gerilim, gotik romans ve hayalet hikâyesi özelliklerini bir arada kullanarak anlatan bu kısa roman, heyecan dolu dünyasında çağdaş edebiyatın tüm güzelliğini barındırıyor.
Yayınevi
:
Sel Yayıncılık
2. Hamur