Tarih tekerrür eder diyorlar ama her nedense bu tekerrür tarihler boyu Türk milletinin üzerinden oyununu oynuyor ve ezilen, hor görülen, aç susuz, öksüz, yetim, dul, sakat ve şehit olanlar Türk milletinin çocuğundan yaşlısına kadar hep bizim insanlarımız gibi geliyor bana.
Hun devletinden tuttur Türkiye Cumhuriyetine kadar ki süreçte hep bizler bu dramları yaşayarak gelmişiz.
Orta Asya’dan Balkanlara, Yemen den Karpatlara kadar bu coğrafyalara baktığımızda tarih boyunca önde giden, Esir düşen, işkence çeken, şehit olan, fakir düşen Türk gençleri ve onların akrabaları olmuş, diğer tebaalar ise bu coğrafyalarda zenginleşerek, güvende, mutlu bir şekilde tarih boyu sefalarını sürmüşlerdir.
Acaba diyorum kendi kendime bir yerlerde yanlış mı yaptık ve de bu yanlışa devam mı ediyoruz.
Çünkü tarihin ilk sayfaları Türklerle açılmış, Türklerle devam etmiş halada Türklerle devam etmektedir.
Şu günümüz de dahi Türk milleti üzerinde sinsi oyunlar devam etmektedir. Allah’ın bize verdiği aklı iyi kullanıp bu oyunları bozmalıyız bozmak ta zorundayız. Coğrafyamız dün olduğu gibi bu günde çok çetin bir coğrafya. Bu coğrafya üzerinde artık Türk milletinin tüm fertleri mutlu ve her türlü tehlikelerden uzak, güven içinde yaşaması umuduyla.
Bu kitabımda Tarih boyunca mutluluğu tatmamış cepheden cepheye koşan Türk gençlerinin Filistin civarlarında asker iken başlarında geçen askerlik hatıralarını konu aldım. Onların ruhları şad mekânları cennet olsun.