2015 yılı Eylül ayında Yusuf Cinal ile ‘Gurbette Otuz Yıl’ temalı bir söyleşi düzenlemiştim. Güzel bir sonbahar akşamında, Adapazarı Sait Tanış Kültür Merkezi bahçesinde söyleşinin moderötörü olarak ben de, bahçede ve TV başında programı izleyenler de bir şeyi fark ettik: Çok renkli ve zengin bir hayatı olan Avrupa Birliği ve NATO’nun merkezi Brüksel’de 30 yıl Sabah’ın, Tercüman’nın Hürriyet’in temsilciliğini üstlenen, gurbet hayatı boyunca Belçika Türklüğüne öncülük eden, devletimize ve milletimize değerli katkılar sunan Yusuf Hoca’mızın hayatı kitaplaşmalıdır! Yusuf Cinal’in 1983’te gazeteciliğe başladığı meslekten öğrencisi olarak, o gece, program bitiminde yorgunluk çaylarımızı içerken, kendisine bir teklifte bulundum:
*Yusuf Hocam, senin hayatını kitap yapmalıyım ben. Ne dersin?* Yusuf Hocam, o her zamanki hitap jargonuyla cevap verdi: *Olabilir sevgili Fahri!...*
Brüksel’de Yusuf hoca bana tarihi grand palası gezdirirken*işte şu binada Karl Marks Das Kapitali yazmış , şu kafede Victor Hugo Sefilleri yazmış diye anlatırken ben *Yusuf hoca onlar kitaplarını yazıp gitmişler gel bizde senin senin hayatını yazalım gelecek nesillere bir kılavuz olsun dedik ve kolları sıvadık.Hiç abartmadan söylüyorum ;2020 yılının son 4 ayını bu kitabı çalışarak geçirdik. Bölüm bölüm,satır satır tereddüt ettiğim her yeri sorarak, kah yazılı kah sözlü, kah görüntülü yüze yakın görüşme yaptık. Ve sonunda bu muhteşem yaşanılan hayatı kitaplaştırdık.
*Fahri Tuna*
Değerli okurlar bu kitabı okurken sadece güzel ve yaşanılmış bir otobiyografi kitabı okumuyorsunuz aynı zamanda 30 yıllık Türkiye – Belçika ilişkilerini adeta yaşıyarak tanıklık ediyorsunuz. Belçika’yı ve Belçıka’lıları her yönü ile öğreniyorsunuz , yine bir gazetecinin gözü ile Türkiye’mizin son 50 yılını bir kez daha yaşanılmış bir hayattan görüyorsunuz.
Bu güzel eseri yayınevi olarak , kâğıdın, kapağının ve baskısının en güzeli ile sizlere takdim ediyoruz.