Esasında Ali Kabadayı « kontur » bir adam. Onu haklı ya da haksız bulabilirsiniz ama yapısı bu. Aslında ; her an bir sosyal ve ekonomik olayın dünyayı altüst ettiği, küreselleşmenin acımasız emperyalistlerin elinde çıkar savaşına döndüğü, vahşi kapitalizmin dünyayı karmakarışık hâle getirdiği böyle bir ortamda şiir ve sanat törpüleniyor. İşte Ali Kabadayı’nın kızdığı, karşı çıktığı bu. Hani ne derler, «eşeğini dövmeyen palanını döver. » Küresel güçlere, gücü yetmeyen Ali Kabadayı ne yapsın ?Yaptığı şu ; Türkiye’yi yönetenlere veya yaşadığı Almanya’daki bildiği ve tanıdığı yöneticileri yükleniyor. Şiirin etki gücü az da olsa yapıyor bunu. Bizi rahaksız eden tüm olumsuzluklar onun dilinde ve kaleminde bizi rahatlatan söylem haline geliyor. Çünkü, Ali Kabadayı, bizim düşündüğümüzü ama söylemekte ihmal ettiğimizi, bizim adımıza karşı duruş sergileyerek şiiriyle söylüyor. Yani bize sözcülük yapıyor. O sebebledir ki, Âşık Ali Kabadayı gibi şairler ve yazarlarla hapishaneler doludur. Şükür ki, biz devlet olarak bunları biraz aştık. İslam ülkelerine, üçüncü dünya ve az gelişmiş ülkeler bakın ; oralarda Ali Kabadayılar ; dünyanın ve toplumun tüm dertlerini dile getiriyor ama onda mensup olduğu köyünün, cemaatının sorunlarını da aktarma becerisi var.
İyi ki Ali Kabadayı gibi ozanlarımız hâla bulunuyor. Ya bu şairler ve ozanlar olmasaydı bizi nasıl ve kim temsil ederdi ?