Elinizde ki bu kitabı sizden evvel ben okudum. Okudum derken her bir satırının içime işlediğini, o satırlarla beraber yaşadığımı söylemek isterim.

Şairliğin yanı sıra, ozanlık geleneğini de sürdüren Yahya Bilican, şiir kitapları ve kendi türkülerinden oluşan albümlerinden sonra; bu kez de yıllarca hafızasında yer eden ama, tazeliğinden bir şey kaybetmeyen anı ve öyküleriyle karşımıza çıkıyor. Usta bir anlatımla, öyle edebi oyunlara sığınmadan saf Anadolu temizliğiyle olduğu gibi, masal anlatıcı rahatlığıyla söylüyor, söylemek istediklerini.

Bir çocuğun gücünün üstünde olaylar karşısında ki çaresizliğini, tedavisi olan bir hastalığın nasıl çaresizliğe dönüştüğünü içiniz burkularak okuyacaksınız. Ülkemizin belli bir dönemine de şahitlik eden yazarın, bir yumurtanın bile çaresiz insanların elinde nasıl mucizelere dönüştüğünü okuyucunun da yaşayacağına inanıyorum. Çünkü bütün bu duyguları bu eseri okurken ben de yaşadım.Ülkemiz edebiyatı yeni bir kitap, yeni öykücü kazanırken, Kendisini kutluyorum.