Hatice Hanım, hayli genç yaşta dul kalmış varlıklı bir hanımcağızdı. On üç yaşında iken altmış altı yaşında bir adamla evlendiği için *izdivaç* denen şeyden nefret etmişti. İşte hemen hemen on sene vardı ki, erkeğin hayali zihnine, romatizma, balgam, pamuk, vantuz, tentürdiyot yığınlarından yapılmış pis, abus, lanet bir heyula şeklinde gelirdi.
*Gençler başkadır!* diyenlere,
*Aman, aman! Onlar da bir gün olup ihtiyarlamazlar mı? Sonra dertlerini kim çeker?* diye haykırırdı.