Bir yeryüzü, iki mabet. Gören ve görmeyen. Anlayan ve henüz anlamamış olan. Unutan ve hiç unutmazcasına yaşayan. Bu alemde dolanan her bir fert, bir diğeri için şüphe doludur. Bu muamma, bir hakikattir. Çünkü insan, idrakini yitiren bir heybe içine kısılmış, kabuğundan çıkma cesareti kendisinden alınmış, dört duvarı sanrılı bir zihinsel kuyuda ömür tüketmeye mahkum bırakılmış, sessiz bir varlıktır. Bu muamma aynı zamanda bir yanılsamadır. Çünkü insan, aynı zamanda varlığı parlatıp, kendi içerisinde anlam kazandıran, hududu aşmış bir kandildir. Rastlantı dolu yaşamlar belirsizlik içerisinde yok olurken bu yok oluş, nihai olana hizmet eder.
Bir zamanlar yaşanmış, bir zamanlar unutulmuş, göz ardı edilmiş, umutla beklenmiş, bu yaşam içerisindeyken anlaşılamayacak kadar uzaklarda doğmuş…
Ötelerde uzanan bir toprak parçası var.
Sizi orada bekliyor olacağım.