Bu kitapta Sultan Anadolu’muzun çok güzel bir bölgesi olan Güneydoğu bölgemizde dünyaya gelmiş ve çocukluğunu o bölgede geçirmişti. Fakir bir ailenin kızı olmasına rağmen azmiyle eğitimini sürdürmüş Hukuk fakültesinden mezun olmuştu. Mutlu olmayı ve güzel yaşamayı arzu etmişti. Fakültede çok sevdiği bir arkadaşı ile evlenmiş, aradığını bulmuştu ama çok kısa bir sürede içinde onu kayıp etmiş olmasından çok etkilemişti.
Bu nedenle hayat nedir, diye düşünüyordu. Hayat yaşam organizmalarının biyolojik süreçlerini gösterdiği bir evre olduğunun bilincindeydi. Ancak, dünyaya gelen her insan hayatta hayal ettiğine kavuşmak isteğidir. Filozof Platon’a göre, hayatın anlamı “daha çok öğrenmektir.” O demokrasinin de aslında eğitimin bir sonucu olduğuna inanıyordu. Eğitimsiz halkların demokrasi ile başa çıkamayacağını ve zamanla demokrasinin bir oligarşi sistemine döneceğini ve bilgisiz halkları yanlış bilgi ile donatan demagogların ortaya çıkacağını ve bunun sonucunda Toplumun acı çekeceğini söylemişti. Bu söz Sultan’ın kafasına yerleşmişti. Bölgesini çok seviyor okuduğu hukuk fakültesinde öğrendiği hak, hukuk ve adaletin kendi bölgesinde tam olarak işlemesini ve tarihin derinliklerinden gelen feodal sistemin günümüzde
artık son bulmasını istiyordu. Haksızlıklara karşı çıkması onun başına çok iş açmıştı.
Bu nedenle “Yordun Beni Hayat” demişti.