Aha şurdan dağa doğru ilerleyecen.” dedi şoför. “Akşama kalma! Dikkat et hoca!” diye de uyardı. Elimde valiz köy yoluna vurdum kendimi. Tapan’dan iki kilometre uzaklaştığımda zorlu yollar kendini göstermeye başladı. Her taraf ormanlık, kayalık ve uçurumdu. Düşecek olsan kimse bulamazdı insanı. ‘İyi ki de valize ağır bir şey koymamışım’ dedim kendi kendime.
Ne defteriydi bu acaba?
İlk sayfasını açtığımda, yazılan yazıların belirsizleştiğini, kâğıdının sararıp solduğunu gördüm. Ama yine de kâğıdı bile çok özeldi. İkinci sayfayı açtığımda ise defter sahibinin kendini tanı- tan bir yazısını gördüm. 1978 yılının 8 Ekim’inde yazılmıştı ilk yazı. Bu bir günlüktü.