Zaman su gibi aktı. Belki sen bunu fark ettin, belki de fark etmedin. O çok istediğin kırmızı şekeri, almak için heyecanlandığın üç tekerlekli bisikleti çoktan geride bıraktın. Cicili bicili tokaların, ışık saçan ayakkabıların çoktan küçüldü sana. Sen artık oyuncaklarını dağıtmayı ve toplamayı da çoktan bıraktın. Hatta artık elimi bile tutmadan yanımda yürüyorsun.
O çekingenliğin yerini yavaş yavaş özgüvene terk etti.
Artık arkadaşlarını seçebiliyor, onlarla kendi başına sosyalleşiyorsun ve ben buradan bakınca her ebeveyn gibi *Hangi ara bu kadar büyüdün?* cümlesini senin için söylüyorum. Hâlbuki daha dün gibiydi, *Anne ben ne zaman büyüyeceğim, baba yemeğimi bitirirsem çabuk büyür müyüm?* cümlelerini sıraladığın zamanlar.
Gördüğün her şeyle boy ölçmelerin, hatta hızını alamayıp evdeki metreyle kolunu bacağını sarmaların… Daha dün gibiydi.