Ferhat Özkan’ın öyküleri günümüzde revaçta olan çizginin uzağına düşüyor. Bunun nedeni, yazarın, kullanılagelen öykü kalıplarından, dil ve anlatım biçimlerinden uzak durması; biçim oyunlarının, duygu işlemeciliğinin yapaylığına düşmemesi.
İlk kitabı Logosoloji’de Özkan bu sıra dışı özelliklerini göstermişti.
Yoksunlar’daki öykülerde günlük somut gerçekler üzerinden, adeta bilimsel bilgi yöntemleriyle insana varılıyor. Ortaya çıkan durumlar, okuru düşünceye dayalı bir ironiyle ve bir dizi kesinliklerle baş başa bırakıyor.
Bir söyleşisinde “Ne anlatırsam anlatayım, insanı ve insani olanı ıskalamayacaktım” diyen Ferhat Özkan, üstünde durulmayı hak eden özgün bir yazar olduğunu Yoksunlar ile bir kez daha gösteriyor.
Sınırlarını hiçbir zaman aşamayacağım hayatımda içe doğru bir yol açıyorum. Tünel kazan bir mahkümum: Kendi hayatımdan, yine kendi hayatıma çıkıyorum.