Serüven devam ediyor. İflah olmaz Romanovlardan sonra şimdi de Buzlar Kraliçesi’nin buzları eriyor.
Skandalların Buzlar Kraliçesi Josephine, eşsiz güzelliği ve dokunulmazlığıyla herkese tepeden baksa da yaşamının son beş yılını borçlu olduğu Arthur Kensing’in ölümüyle yeni bir başlangıcın eşiğine gelmişti. Hayatı bir defa daha tersyüz oluyordu ve o bunu başarabileceğinden emin değildi.
Josephine’in hayattan yorulduğunu görebilen tek kişi Marcus Valerian’dı ve o, kendi başlangıçlarında kendi şeytanlarıyla hesaplaşmak zorundaydı. Yüzünde taşıdığı yaraların çok daha derinlerini kalbinde taşıyordu Marcus. O kalbe dokunabilen tek el ise Buzlar Kraliçesi’ne aitti.
Aralarında ki çekim zaman ve mekan tanımadığında, yepyeni skandallar gizli düşmanlarının işini kolaylaştıracak mıydı, yoksa artık saklı olanların açığa çıkma zamanı gelmiş miydi?
Sorular cevaplarını bulup, taşlar yerine otururken, hesapta olmayan aşk mevzu olduğunda bilinmeyen bir gerçek vardı: Aşkta asla iki artı iki dört etmezdi.