Sevmek ve sevilmek insanın doğasında vardır. Bu sağlıklı bir insan olmak ve kalmak için bir zorunluluktur aynı zamanda. Sevgi ilişkinin kalitesine bağlı olarak değişen, artan veya azalan, devam eden ya da biten bir olgudur. Sevginin başka bir boyutu da ‘aşk’tır. Aşk, bazen sevginin bir parçası ve bazen de ilerlemiş hali ya da son aşaması olarakta görülebilir. Daha tutarlı ve kalıcı olan sevgiye karşın aşk yakıcıdır, yıkıcıdır, bencildir ve kural tanımazdır. Aşk daha çok bir hevestir, şevktir. Kalıcı bir sevgiye dönüşemezse yok olmak durumundadır.
Bu bağlamda sevenin sevgi ve aşk arasında gidip gelmesi ve bunların ‘sağlıklı sevgi’, ‘kara sevda’, ‘yasak aşk’, ‘gizli aşk’, ‘platonik aşk’, ‘gizli sevda’ şeklindeki değişik tiplerine de saplanması mümkündür. Özünde sevgi ve aşk bir süreçtir ve kendine özgü aşamaları vardır. Her ne kadar şartlara bağlı olsa da sevgi ve özellikle de aşk genelde birleşmeden çok ayrılıklarla sonuçlanır ve bu da travma gibi psikolojik örselenmelere yol açabilir.
Yani sevgi veya aşk kişiye belli bir süre iyi bir terapi etkisi yaparken aynı zamanda kişinin terapiye gitmesinin nedeni de olabilir. Bu süreçleri yaşamış veya yaşamakta olanlar için şiirin çok önemli bir yeri vardır. Şiirler; aşkın, sevginin ve bunların kendine özgü süreçlerinin en güzel bir şekilde kelimelere yansıtılmasının bir aracıdır. Sonuçta kişilerin deşarj olmasını sağlar. İşte bu anlamda elinizdeki şiir kitabının içindeki şiirlerin sahibi yoktur ve onlar sahibini aramaktadır. Kendinizden parçalar bulmanız dileği ile, keyifli okumalar...