*Tanrı aşkına, bir an durun, işinizi bırakın, etrafınıza bakın!..*
- Lev Tolstoy
Erdal Alp’in kitabını okurken, Tolstoy’un bu çığlık gibi cümlesi geldi aklıma.
İnsanları, hayatın farkına varmaya, *farkındalığa* davet eden bu çağrı benzeri cümle, nasıl da denk düşüyor sevgili dostumun hikâyelerine.
*Yok Bişeyim*i okurken, hayatın içinden hikâyeler bulacaksınız. Hüznü ve sevinciyle, basitliği ve sürpriziyle, yalınlığı ve derinliğiyle iç içe, belki de çok iyi bildiğiniz, bizzat benzerini yaşadığınız hayat hikâyeleri. Ama sanki bir film izler gibi, Erdal Alp’in kamerasından. Okura, film izliyor hissi veren cümleleriyle, *an* denilen o en küçük zaman diliminin fotoğrafını çekercesine yaptığı betimlemeleriyle...
*Her acı ve her mutluluk, bir çivi gibi ruhu bedene çiviler* demiş ya Platon, işte sizler de kendi çivilerinizi ve izlerinizi hatırlayacak ya da kim bilir belki de keşfedeceksiniz Erdal Alp’in farkındalığında.
Eline sağlık sevgili dostum. İyi okumalar sevgili okur.
- Renan Bilek