Geceyi kendilerine azık edinen insanların insanlığa vereceği mesajın gücünden kim şüphe edebilir. Herkesin uykuda olduğu zamanları mekân edinmek ve her kesin en zayıf olduğu anda Rabbiyle olan bağını güçlendirip O’na yakınlaşmak ve böylece O’nun yarattıklarına karşı sağlanan yakınlaşmayı en iyi gecenin zifirileştiği anlarda sağlayabilirsiniz.
Gece o kadar da korkunç değildir. Onun çok sevimli bir çehresi vardır. Siyahtır belki. Belki yüzü hep asık durur. Gülmeyi unutmuştur. Onunla geçirdiğiniz zamanlarda tanık olursunuz aydınlık yüzüne. O zaman gece demekten hayâ ederek yıllarca ettiğiniz ayıbı örtmeye çalışma telaşına kapılır, bin bir af dilersiniz sevimsizleştirdiğiniz bu görüntüden.
İnsanların acımasız tutumları yüzünden unutulan affedicilik erdemi, yerini hadsiz ihtiras ve bencilliğe bırakırken geceye takılırız. O belki affediciliğe en güzel örnektir. Kendi doğasında gizler sizi. Kucaklar ve özgürlüğünüze kavuşturur.
Gündüzün aydınlığı kadar parlak yüreğinde taşır da kimse bilmez, hissetmez. Körelmiş duyguların zindelik kazandığı salıncak oluverir avuçlarınızda. Yumak misali elinizden düşürdüğünüzde çözülmez ve sizi de çözüp bir kenara atmaz. Sıkıca kavrayarak içinde taşır.