Tükendi
Stok Alarmı1919 yılından günümüze, nesilden nesile yaşanmış bir hikaye...
*Değmeliydi,* dedi içinden. *İnsan sevdi mi kaz ayaklarına kadar değmeliydi. Gözünden akan yaşlar hem sıcak hem soğuk olmalıydı. İkisini de tatmalıydı. Sıcağı da soğuğu da… Sevinci de hüznü de… Hiç ağlamasa olur muydu? İnsanın doğası, karşısında durmaz mıydı? İnsan sevdi mi ellerine kadar değmeliydi. Ona hamur açmalıydı. Bir kabın içerisine attığı sevgisini gözyaşlarıyla ve gülücükleriyle yoğurmalıydı. Üzerine biraz tutku, biraz sabır, biraz nezaket ve biraz da anlayış ilave etmeliydi. Tam kıvam alması için en son saygı katmalıydı. Son dokunuş olarak eğlenceyi de üzerine serpmeyi ihmal etmemeliydi. Pişmesi ayları, hatta yılları alabilirdi. Hepsinin ötesinde kadın kadın, erkek erkek olmalıydı. Egolarını bırakmalıydı. İnsan sevdi mi ‘keşke’ dememeliydi. Geceler gündüz, kışlar yaz olmalıydı. İnsan sevdi mi bayram olmalıydı. Sabah uyandığında sevgiyi de başucunda bulmalıydı. Şarkı söylemeli, dans etmeliydi. Yürüyüşü bile değişmeli, sebepsiz yere tebessüm etmeliydi. İnsan sevdi mi yılları zarafet içinde geçirmeli, mevsimleri aşkla yaşamalıydı.