BİZLER YILDIZLARIN ÇOCUKLARIYIZ

BU BİZİM MİRASIMIZ VE KALITIMIMIZ.

Hipnoterapist Dolores Cannon geçmiş yaşam hipnoz terapisi vasıtasıyla, danışanlarının başka gezegenlerin sakinleri olarak tuhaf ortamlarda sürdürdükleri başka yaşamlarını yeniden deneyimlediklerini keşfetti.
Bizler hepimiz dünya dışı varlıklarız. Evrenin tarihinde Dünya genç bir gezegen olarak düşünülüyor ve bizim ruhlarımız hep var oldular ve sonsuza kadar da var olmaya devam edecekler. Bu yüzden Dünya bizim tek evimiz değil. Bizler buraya gelerek Dünya’nın derslerini öğrenmeye karar vermeden önce farklı ortamlarda birçok yaşamlar sürdürdük. Bu gezegendeki eğitimimiz tamamlandığında yeni dünyalar keşfetmek için ileriye ve dışarıya doğru yolculuklar yapacağız. Dünya uzun maceramızda sadece bir bir mola yeri. Ruh yolculuklarımızın anıları bilinçaltımıza kaydediliyor ve Dolores Cannon bu anılara geçmiş yaşam hipnoz terapisiyle yeniden erişilebileceğini gösteriyor.
‘’Bahçenin Koruyucuları’’ kitabında, dış uzaydan uzaylı varlıkların gezegenimizi tohumlamasının hikayesi anlatılmıştı. ‘’Yıldızlardan Gelen Miras’’ ta da danışanlar, yeryüzünde ilk yaşam formları ve varlıklar olarak yaşadıkları bu deneyin bir parçası olduklarını anlatıyorlar.

DİĞER VAKALAR

- Uzaylı varlıklar İncil döneminde Dünya’yı ziyaret ettiklerinde ‘’melekler’’ olarak adlandırılmışlardı.
- Balta girmemiş bir ormanın yerlisi UFO görür ve yanlış anlaşılır,
günümüzde böyle bir çok olay bildiriliyor.
- Uzaylıların kullandıkları aracın bir parçası olduğu durumlar. Bunun günümüzde geliştirilen ‘’Sanal Gerçeklik’’e çok benzediği görülüyor.
- Kazara Dünya’ya gelip, Dünya türlerinin gelişmesine müdahale ederek yarattıkları karmadan dolayı fiziksel bedende kapana kısılan uzaylılar.
- Gezegenlerinin yüzeyi tahrip edildikten sonra nüfusun yerin altına çekilip orada yaşamak zorunda kaldığı yabancı bir dünya. Ve yüzeyde oluşan bir felaket sonrası bizim Dünya’mızın yaşanamaz hale gelip, insanların yeraltı şehirlerinde yaşamak zorunda kaldığı muhtemel benzer bir gelecek.