Yılanın Yolu’nu yayınlarken, kitabın çevirisini yayınlayan yabancı yayınevlerinin yaptığını yapıyor ve "Dikkat! Bir Başyapıt!" diyoruz. Bu bir aşırı övgü mü? Okur Arı Balı ile Torgny Lindgren’i tanıdığına göre, bir abartı söz konusu değil. Yirmiden fazla dile çevrilmiş ve Bo Widerberg tarafından sinemaya uyarlanmış olan Yılanın Yolu yazarın en önemli yapıtı sayılıyor. Yılanın Yolu, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında İsveç’in bir ücra köyünde yaşananları anlatıyor: Babasının, düşüncesizlikleri yüzünden elden çıkardığı toprakları yeni sahibinden kiralamak zorunda kalan Tea adlı bir dul kadının ve kira bedelini köyün bakkalına mutfak sediri üzerinde ödeyişinin öyküsü. Konuşan (anlatıcı) bu kadının oğludur, bu konuda ve genellikle dünyanın düzeni konusunda Tanrı ile sohbet etmektedir. Daha doğrusu, oğul, Övüngen Jani konuşmakta ve gören, bilen, yaratan ve düzenleyen Tanrı susmaktadır. Susan Tanrı ve konuşan, yakınan yüreği yanık köylü! Torgny Lindgren bu karanlık öyküyü mizahın insan sıcaklığıyla ve İncil’in diliyle aktarıyor: "Enginlerden seni çağırdım Ya Rab! Ya Rab, sesimi işit!" Yılanın Yolu, 130. Mezmur’un (Tevrat) özeti sanki...