Bu bir savaş romanı. Ama kan ve barutun öyküsü değil.
Yuvalarından sevdiklerinden koparılarak fırtınaların uğuldadığı karlı sarp dağlara, alev alev yanan cehennemi çöllere ölüme gönderilen insanların öyküsü.
Öfkeleriyle, kıskançlıklarıyla, dostluklarıyla, üzüntüleriyle, sevinçleriyle her şeyden önce birer insan olan Mehmetçik’lerin öyküsü.
Türk’üyle, Kürt’üyle, Ermeni’siyle iyi ve kötü insanların öyküsü.
Devrim ateşinin dalgalandırdığı kızıl ve beyaz bayrakların kana buladığı Rus steplerindeki insanların öyküsü.
İşgal İstanbul’unda yaşanan çilelerin, kendi insanına düşman olanların ihanetinin öyküsü.
Prof. Dr. Feryâl Orhon Basık, ilk romanı Balkan Rapsodisi’nin devamı olan bu romanında akıcı üslubuyla savaşın ders kitaplarında anlatılmayan gerçek yüzünü, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılış öyküsünü bir aksiyon filmi temposunda, sinemasal bir dille anlatmış...