Ali, imtihan neticeleri açıklandığında İstanbul’da bir medreseyi bugünkü ifadeyle İktisat fakültesini kazandığını anladı. Kendini çok değişik ruh konumu kapladı. Çünkü hem sevinç, hem de üzüntü hâkimdi. Bu büyük şehirde onu hangi konumlar? Hangi olaylar? Hangi çeşit insanlar beklemekteydi? Hep bunları merak etmekteydi.
Yurdunu, yuvasını, annesini bırakıp İstanbul’a gideceğini öğrendiğinde içi yanmış, bir o kadar da sevinmişti. Çünkü yeni insanlar, yeni güzellikler, yeni serüvenler ile karşılaşacağı besbelliydi.
*Rabbim beni daima doğru dürüst insanlar ile karşılaştır. Âmin.* diye dua etti.