Kanadalı yazar Lucy Maud Montgomery’nin dünya çapında ilgi gören romanı Yeşilin Kızı Anne, serinin sekizinci kitabıyla okurları selamlıyor. Yayımlandığı günden bu yana birçok dile çevrilen eser, televizyon ve sinema dünyasında da adından söz ettirmeyi başarmıştır.
Yeşilin Kızı Anne: Rilla, Blythe ailesinin göz bebeği olan Rilla’nın hayatını mercek altına alır. Artık on beş yaşına giren Rilla; kocaman ela gözleri, altın rengi çillerle bezenmiş beyaz teni ve zarif bir kıvrımla bükülmüş kaşlarıyla çok güzel bir genç kız olmuştur.
Rilla, katılacağı ilk parti için büyük bir heyecanla hazırlanır. İple çektiği bu partinin iyi geçmesi onun için çok önemlidir. Ancak o gün, neşeyle süren partinin içine sızan bir haberle birlikte ortalık birdenbire ölüm sessizliğine bürünür. Partide bulunan pek çok kişi bu haberin ne ifade ettiğini anlamayıp danslarına devam etse de işin ciddiyeti çok başkadır. Yıllar sürecek bir ölüm dansı etraflarını kuşatacak, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve Rilla yaşından çok daha önce olgunlaşacaktır.
Anne ise bir zamanlar Gökkuşağı Vadisi’nde güle oynaya koşuşan çocuklarının özlemiyle eski günlerini anarken hayatın dayanılmaz gerçekleriyle yaşamak zorundadır.

Bir hafta önce hepimiz çok mutluyduk. Şimdi ise kaybolmuş gibiyim ve kendimi bulamıyorum.