Günümüzde gelişen üretim teknolojileri, lojistik imkanlar ve iletişim teknolojileri sayesinde tüketici hiç olmadığı kadar fazla seçebilme şansına sahiptir.
Bu alternatif fazlalığı tüketicinin kafasını yeterince karıştırmaktadır. Ancak, kafa karışıklığına sebep olan daha önemli bir tehdit ise bilgi asimetrisidir. Dört bir taraftan kuşatılan modern zamanlar insanı, maruz kaldığı mesaj bombardımanında neyin doğru, neyin gerçek, neyin aldatıcı veya yanıltıcı olabileceğini anlamakta güçlük çekmektedir. O kadar çok sayıda mesaj ve mesaj kaynağı mevcuttur ki çoğu zaman bireylerin bu kaynakları doğrulama gibi bir şansı bulunmamaktadır. İşte tam bu noktada, amacı daha fazla kazanabilmek olan işletmelerin bir kısmı “çevre” kozunu kullanmaya başlamıştır. Çünkü çevreye yönelik artan tüketici hassasiyeti çevreye ilişkin her şeyi kolaylıkla pazarlanabilir hale getirmiştir.
Tüketicinin kral olarak resmedildiği bugünün dünyasında bu kitap bir nebze de olsa çevreci iddiaların ne denli kötüye kullanılabildiğine yönelik toplumda bir farkındalık oluşturmak, tüketiciye genel bir bakış açısı kazandırmak telaşındadır.Kitabın ilk bölümünde, alanyazında “greenwashing” olarak ifade edilen ve kitabın yazarları tarafından Türkçesi “yeşile boyamak”, “yeşil ile aldatmak” olarak kullanılan kavrama değinilmiştir. Kavrama ait tanımlar, tarihçesi, uygulama teknikleri ve durumla mücadele eden kuruluşlar anlatılmaya çalışılmıştır. İkinci bölümde ise gerçek vakalar ile kavram detaylandırılmıştır.
Kitapta yer verilen örnekler özellikle internet ortamında bulunan, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının ve gazetelerin, dergilerin ifadelerine dayanmaktadır. Kurumlara ve markalara ilişkin yorumlar kitabın yazarlarına ait olmayıp, kaynağı belirtilen bu tarafların değerlendirmelerini kapsamaktadır.