Medya, artık yalnızca haber/bilgi alınan, eğlenilen bir platform olmaktan çıkarak bireylerin ve kitlelerin doğrudan birbirleriyle iletişim kurdukları, birbirlerinden öğrenebildikleri ve öğretebildikleri bir platform haline geldi. Artık kitlelerin hangi haberleri öğreneceğine karar veren eşik bekçileri, kanaat önderleri ya da alışılmış haber aktörleri eskisi kadar sarsılmaz ve layüsel konumda değiller. Artık siyaset, sanat, eğitim ve hatta spor belli mekânların, belirli zamanların kısıtlamalarından bağımsız. Ve artık bir mesajın muhatabına ulaşabilmesi için belli medya platformlarına ve onların ileti kodlarına ihtiyaç yok, bunun yerine sayısı her geçen gün giderek artan dijital mecralar hayatımızın, yerel, ulusal ve küresel kültürümüzün ayrılmaz bir parçası haline geldi bile. Dolayısıyla bu köklü değişimin izlerini sürmek, bireye ve topluma yansımalarını anlamak ve anlamlandırmaya çalışmak genelde sosyal bilimcilerin özelde ise iletişim bilimcilerin öncelikli görevlerinden biri olduğu düşüncesiyle derlediğimiz bu çalışmada bu düstur üzerinden dijitalleşmenin etkileri ve biçimleri ele alınmıştır.