Yeni ekonomik anlayışlar, ortodoks ekonomi teorilerinin öngördüğü sınırları aşarak iktisadi eylemi ve içtimai ilişkileri daha geniş bir perspektifte ele alan bir zenginlik sunmuştur. Söz konusu yeni ekonomik yaklaşımlar, iktisadi eylemin yalnızca neoklasik bakışın idealize ettiği rasyonel bireyin kararlarından ibaret olmadığını, iktisadi eylemin doğasının aynı zamanda sosyal, kültürel ve psikolojik birçok faktörden beslendiğini vurgulamıştır. Yeni ekonomik anlayışların iktisadi düşünceye kazandırdığı bu kavrayış ekonomi bilimiyle toplum bilimlerinin atası sayılabilecek sosyoloji arasında, daha kuvvetli bağlar kurulması gerektiği yönündeki motivasyonları arttırmıştır.
Tam bu noktada Sosyoloji biliminin, bireyin toplumsal davranışlarının saiklerini araştırma hususundaki çabaları ekonomi ve toplum arasındaki ilişkinin mütekabil bir bünyeye sahip olduğunu göstermiştir. Sosyolojik araştırmalar insan davranışlarının, bireylerin alelade tercihlerine göre değil; canlı organizmaların anlamlı biyolojik davranışlarına benzer birtakım norm ve değerler gibi faktörlere bağlı olarak gerçekleştiği fikrine sadık kalmaya çalışmıştır. İktisadi farkındalığı yüksek sosyoloji kuramları da bu norm ve değerlerin temelinde yatan olası salt iktisadi gerçekliğe yoğunlaşma çabası içinde olmuştur.
Tüm bunların izinde bu kitapta yeni ekonomi olgusunun yanı sıra bu alanda yaşanan gelişmelerin toplumsal yansımaları da ele alınarak tartışılmıştır.