Anadolu’da güneşin doğduğu yer gittikçe ağarmakta, gökyüzü masmavi bir renk almaktaydı. İnce ışıklar, rüzgarlı havanın içinde genişleyip her yeri süpürüyordu. Beyaz bulutlarla örtülü doğu yönündeki ufuklar portakal rengini almıştı. Ufkun arkasından güneşin ışıkları hareket ettikçe, gökyüzündeki gizemin sırrı ortaya çıkıyordu.
Gökyüzünün neşesi, kahkahası, sevinci kuşlar telaş içinde sarayın üstüne doğru uçtu. Sanki Sultan Alaaddin Keykubad’ın hasta olduğunu hissediyorlardı. Hızla kanat çırparak bahçedeki ağaçların dallarına kondular...