Gündüzlerin 20 saat sürdüğü bir İskandinav yazında tanışan iki insan arasındaki derin dostluğu, sevgi ve saygıyı Kutlu`nun kaleminden okurken; aslında hayat dediğimiz ve bizlere eşsiz bir şans ve armağan olarak sunulan en büyük hazinenin ne denli değerli olduğu gerçeğini yeniden anımsayacak, algılayacak; başka yaşamlarla empati kuracaksınız.
Anja dopdolu entellektüel, yedi dil bilen, orta yaşta, başarılı bir Finli; İsmet ise kültürel alanda çabalayan, yaratıcı enerjisini harcayan, ancak bir türlü ‘Sistem’ denilen düzene giremediği için yolu tıkanan 12 Eylül Darbesinin kurbanı bir Türk!
Sistem nedir? Ne anlama gelmektedir? Uzaktan, nicelerinin övdüğü, hatta örnek gösterilen bu sistem(!) İsmet için bir baskı ve zulüm aracına dönüştüğünden dolayı hayatının en verimli çağında psikoloğa gitmekte ve ağrı bir depresyon yaşamaktadır. Sorumlu olan kimdir, kimlerdir ve niçin bu acıyı yaşamaktadır!
Kendisi de bir psikolog olan Anja ile İsmet’in dostluğu ve ilişkisi bir aşka dönüştüğünde, aslında tüm yanlışlıkların, haksızlıkların kaynağı ve sorumlusu olan sistem tüm çıplaklığıyla yüzünü gösterir.
Bu sıcak gözyaşları çok ve fazla
Geleceğin şahane denizinde
Yakalayalım yeni günün kızıl güneşini
Ve bize anımsattığı aşkın bahtiyarlığını
Anja
PS: Seni çok çok seviyorum.
Rüya ile gerçek arasında yalnızca zaman farkı vardır.
Bazen bu zamanın sonuna varmaya ömür yetmez.
Ve biz insanlar bunu fark olarak algılarız!
Seni unutmadım ve asla unutmayacağım.
İsmet